Santral Venöz Kateterizasyon Girişimi Sırasında Kılavuz Telin Ayrılması-Açılması
Sevtap Odabaş, Derya Özkan, Jülide Ergil, Büşra Yorulmazlar Solgun, Aslı Dönmez
Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı, Ankara
Santral venöz kateterizasyon (SVK), yoğun bakım ünitelerinde ve ameliyat koşullarında hastaların takibi ve tedavilerinde kullanılan invaziv bir işlemdir. Santral venöz kanülasyon girişimi esnasında komplikasyon gelişiminde anatomik yapı, kanülasyon yapan kişinin deneyimi ve kullanılan malzemenin kalitesi önemli etkenlerdir. Ancak, Ultrasonografi (USG) kılavuzluğu ile gerçekleştirilen venöz girişimlerde komplikasyon oranlarının düştüğü bildirilmektedir. Bu olgu sunumunda, USG eşliğinde santral venöz kateterizasyon sırasında gelişen kılavuz telde ayrılma-açılma tartışılmıştır. OLGU: Araç dışı trafik kazası geçiren 28 yaşında erkek hasta, üretra rüptürü ve mesane perforasyonu nedeniyle acil ameliyata alındı. Bilinci açık, hemodinamisi stabil olan hasta standart monitörizasyon ve anestezi indüksiyonunu takiben hızlı-seri entübe edildi. Hastaya büyük intravenöz yol sağlanması amacıyla USG eşliğinde lineer prob kullanılarak, out of plane tekniğiyle sağ juguler vene 8 F, çift lümenli santral venöz kateterin iğnesi ile girildi. İğne içerisinden kılavuz tel gönderildi ancak kılavuz tel ilerlemedi. Bir miktar geri çekilen kılavuz telde ayrılma-açılma olduğu fark edilince iğne ile birlikte çekildi. Ancak iğne çıktığı halde tel içeride kaldı. Damar duvarının hasarlanması ihtimaline karşı kılavuz tel daha fazla çekilmedi ve USG ile kılavuz telin yeri görüntülendi. Telin cilt altında ve damar duvarı ya da lümeniyle bağlantısız olduğu görüldü, güvenle çekildi ve bir süre bası uygulandı. Daha sonra yeni bir santral venöz kateter USG eşliğinde sağ juguler vene yerleştirildi. İntraopertaif dönemde herhangi bir problemi olmayan hasta yoğun bakım ünitesine alındı ve postoperatif 5. gün servise nakledildi. TARTIŞMA VE SONUÇ: Kateterizasyon işleminin ultrasonografi eşliğinde yapılması venöz anatominin görüntülemesine imkan vermektedir. Böylece anatomik varyasyonlar, işlem yapılacak venin lokalizasyonu, tromboze damarlar, diğer anatomik yapıların ilişkisi, kateter-kılavuz tel hareketleri, vene girişe engel oluşturabilecek lezyonlar (kitle, lenfadenopati...) rahatlıkla gösterilebilmektedir. Vakamızda USG ile kılavuz telin lokalizasyonu, damar içinde olmadığı cilt altına yerleşmiş olduğu görüldü ve kılavuz tel güvenle çekildi. Sonuç olarak USG, santral venöz kateterizasyon işlemi sırasında gelişebilecek komplikasyonları azaltmasının yanı sıra, gelişen komplikasyonların tanı ve tedavisinde de önemli rol oynayabilir.
|