Ciddi Myastenia Gravis hastasında laparoskopik ameliyata anestezik yaklaşım: Torasik Epidural Blok
Başak Altıparmak, Leyla Şahan, Semra Demirbilek
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi, Muğla
GİRİŞ: Myasthenia Gravis (MG) kronik, otoimmün, nöromusküler bir hastalıktır. Egzersiz sonrası iskelet kaslarında farklı derecelerde ortaya çıkan güçsüzlük ve yorgunlukla karakterizedir. Yılda 2-10/100000 insidansa sahiptir. Bu hastalara en uygun anestezik yaklaşımsa hala tartışmalıdır. AMAÇ: Raporumuzda ciddi MG olan bir hastanın laparoskopik kolesistektomi ameliyatı için anestezik yaklaşımımızı ve potansiyel zorlukları anlatmayı amaçladık. OLGU: 69 yaşında, ciddi MG tanısı olan erkek hasta laparoskopik kolesistektomi operasyonu için ameliyathaneye alındı. Girişim bölgesine lokal anestezik yapıldıktan sonra 18G Tuohy iğnesi ile torasik 7. ve 8. vertebralar arasından girildi. Epidural katater yerleştirildikten sonra 40 mg bupivakain, 100 mg prilokain ve 100 µg fentanil karışımı çok yavaş şekilde uygulandı. Laparoskopik görüntüleme amacıyla yaklaşık 12 mmHg CO2 basınç ile pnomöperitoniyum sağlandı. Ameliyatın 10. dakikasında aniden gelişen, derin bradikardi gözlendi. Bir milligram atropin uygulanan hastanın kalp atım hızı yaklaşık 30 saniye içinde normal sınırlara döndü. Vaka boyunca başka sıkıntısı olmayan hasta 3 gün sonra eve taburcu edildi. TARTIŞMA: MG hastalarının anestezik yaklaşımları, artmış intraoperatif ve postoperatif riskler göz önüne alınarak kişiselleştirilmelidir. Ameliyat bölgesine göre anestezik yaklaşık tümüyle değişebilir. Klasik olarak üst abdomen ameliyatlarında genel anestezi tercih edilmektedir. Oysa ciddi myastenik hastalarda nondepolarizan kas gevşeticilere artmış hassasiyet nedeniyle mekanik ventilasyon ihtiyacı uzar. Geçmişte düşük doz kas gevşetici ile genel anestezi, inhalasyon anestezisi, total intravenöz anestezi ve spinal blok yöntemleri denenmiş olmasına rağmen MG hastaları için en uygun yaklaşım hala tartışmalıdır. Biz kas gevşetici kullanımından kaçınmak amacıyla hastamıza yüksek epidural blok uyguladık. Yerleştirilen epidural kateter hem intraoperatif dönemde blok yüksekliğini ve süresini ayarlayabilmemize, hem de postoperatif dönemde hastamızın ağrısını kontrol etmemize olanak sağladı. Bu yolla hem intraoperatif kas gevşetici, hem de postoperatif opioid gereksinimi ortadan kaldırılmış oldu. Gelişen intraoperatif bradikardi, diğer yöntemlerle karşılaşılabilecek komplikasyonlar göz önüne alındığında, çok kısa sürede kontrol altına alındı. SONUÇ: Laparoskopik abdominal cerrahilerde, özellikle erişkin hastalarda rejyonel anestezi tek başına iyi ve güvenli bir anestezi yöntemi olabilir.
|