İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2016

S-06

Yüksek Riskli Olmayan Cerrahi Hastalarda Genel Anestezi Altında İstenmeyen Perioperatif Hipotermi İnsidansı: Ön Çalışma

Hale Yarkan Uysal, Mert Nakip, Servi Güngör, Hülya Başar, Bülent Baltacı

Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği, Ankara

AMAÇ: İstenmeyen perioperatif hipotermi (İPH)(vücut sıcaklığının < 36 °C) anestezi ve cerrahi esnasında oldukça sık karşılaşılan bir komplikasyondur. Amerika Anestezi Derneğinin (ASA) önerisine göre anestezi altında vücut sıcaklığı değişikliği beklenen riskli hastalarda sıcaklık monitörizasyonu yapılmalıdır. Çalışmamızda İPH gelişimi açısından yüksek riskli olmayan cerrahi hasta popülasyonunda İPH insidansı, risk faktörleri ve sonuçlarının değerlendirilmesi hedeflendi. GEREÇ-YÖNTEM: Etik kurul onayı ve bilgilendirilmiş hasta hasta onamı alındıktan sonra 18-70 yaş arası, ASA I-II olan ve operasyon süresi 1 saatten uzun, 3 saatten kısa olan hastalar çalışmaya dahil edildi. Hastaların demografik verileri, perioperatif ısıları, operasyon türleri, verilen iv sıvıların miktarı, ısıtma uygulamaları, anestezi ve cerrahi süreleri, derlenme odasında kalma süreleri kaydedildi. Bütün hastaların perioperatif dönemde (preoperatif bekleme odasında, intraoperatif dönemde, postoperatif derlenme odasında) vücut sıcaklıklarının ölçümü timpanik membrandan infrared ateş ölçer ile yapıldı. 36 °C’nin altındaki vücut sıcaklıkları hipotermi olarak kabul edildi. BULGULAR: Toplam 38 hasta çalışmaya katıldı (30 kadın, 8 erkek). İPH insidansı %86,8 olarak hesaplandı. Hastalar normotermik (n=5) ve hipotermik (n=33) olarak ikiye ayrıldığında; hipotermi ile ilişkili olabilecek durumlardan sayabileceğimiz yaş, cinsiyet, operasyon süresi, verilen iv sıvı miktarı ve ortam sıcaklığının, İPH gelişiminde belirleyici faktör olmadığı, sadece cerrahi sınıflama ve preoperatif vücut ısısının belirleyici faktör olduğu bulundu (p<0,05). Tartışma ve SONUÇ: Bu ön çalışmada İPH insidansı oldukça yüksek bulunmuştur. Literatürde İPH insidansı oldukça geniş bir aralıkta, %30-%70 olarak verilmektedir. Diğer çalışmalarla karşılaştırıldığında, çalışmamızda belirlenen yüksek İPH insidansının öncelikle küçük örneklem boyutundan kaynaklandığını düşünmekteyiz. Bununla birlikte, kliniğimizde her hastada İPH’yi önlemeye yönelik tekniklerin rutin olarak uygulanamıyor olmasının da katkısı olduğu kanaatindeyiz. Sonuç olarak İPH, kliniğimizde risksiz kabul edebileceğimiz cerrahi hasta grubunda bile sık karşılaşılan bir komplikasyon olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle 30 dakikanın üzerinde cerrahi girişim uygulanacak her hastada vücut ısısının monitörize edilmesi ve hastaların aktif olarak ısıtılması gerektiği kanaatindeyiz.