İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2016

P-184

Progresif supranükleer palsi olgusunda meme cerrahisi için anestezi yönetimi: Olgu sunumu

Muhammet Ahmet Karakaya, Kamil Darçın, Çiğdem Heyik, Esra Kutlu, Pelin Karaaslan

İstanbul Medipol Üniversitesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon AD

GİRİŞ: Progresif Supranükleer Palsi (PSP), nadir görülen, oftalmopleji, psödobulber paralizi, bradikinezi ve rijidite gibi parkinsoniyen semptomların yanı sıra, davranışsal ve bilişsel bulguların da eşlik ettiği nörodejeneratif bir hastalıktır.Bu olgu sunumunda meme kanseri nedeniyle lumpektomi planlanan 61 yaşında kadın PSP hastamızda perioperatif anestezi ve postoperatif analjezi için uyguladığımız torakal epidural anestezi ve PECS  Blok kombinasyonunu sunmayı planladık. OLGU: Altı yıldır PSP ve 2 yıldır tip 2 DM tanılarıyla takip edilen hasta, günlük 600 mg levodopa, 30 mg propiverin, 150 mg benserazid, 150 mg amantadin sülfat ve 4 mg glimepirid kullanmaktaydı.Fizik muayenesinde; vertikal bakış kısıtlılığı, dizartri, her iki üst ekstremitede rijidite, alt ekstremitelerde distonik postür gözlendi.Dinlemekle her iki akciğerde yaygın ronküsler ve solunum seslerinde azalma saptandı.Akciğer grafisinde özellikle alt zonlarda atelektaziler mevcuttu. Kardiyak muayenesi ve laboratuvar değerleri normaldi.Operasyon odasına alınan hastaya T4-T5 aralığından epidural kateter yerleştirildi.Hasta sırtüstü yatar pozisyona alındı. On ml %1,5 lidokain ve 2 mcg/ml fentanil epidural aralığa verildi. Sonrasında ultrasonografi eşliğinde 20 ml %2,5 bupivakain ile PECS I blok uygulandı. Yirmi dakika sonra T2-T7 ön dermatom sahaları arası blok düzeyinin yeterli olduğu görülünce cerrahi başladı. Hastaya sedasyon amaçlı 0,5 mg/kg/saat hızla propofol infüzyonu başlandı. Operasyonda ek anestezik ve analjezik ihtiyacı olmadı. Operasyon 43 dakika sürdü. Operasyon sonrasında hastanın ağrısı VAS skoru ile değerlendirildi. Onbeşinci saate kadar VAS skoru 1 olarak devam etti.. Postoperatif 15.saatte VAS skoru 3 olan hastaya epidural hasta kontrollü analjezi başlandı. Postoperatif 72.saatte hastanın epidural kateteri çekildi ve oral analjeziklere geçilerek şifa ile taburcu edildi. Tartışma ve SONUÇ: Yutma fonksiyonu iyi olmayan, hipoventilasyona bağlı atelektazileri olan, serebral fonksiyonları etkileyen fazla sayıda ilaç kullanan ve iletişim kurmanın zor olduğu PSP hastalığı olan bizim olgumuz gibi vakalarda rejyonel anestezi seçimi daha avantajlı olacaktır. Özellikle genel anestezinin riskli olduğu düşünülen hastalarda torakal epidural anestezi ile kombine edilen PECS I blok, lumpektomi yapılacak olgularda yeterli anestezi ve postoperatif analjezi sağlar.