İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2017

P-116

Minimal Akımlı İnhalasyon Anestezisinin Tepe Ekspiratuar Akış Hızına Etkisi

Bahattin Gürsul1, İsmail Aytaç1, Betül Güven Aytaç2, Mikail Alkan1, Mevlüt Gökhan Sucu1, Dilşen Örnek1, Nermin Göğüş1

1Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği, Ankara
2Ankara Etlik Kadın Hastalıkları ve Doğum Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anesteziyoloji Birimi, Ankara


GİRİŞ ve AMAÇ: Genel anestezinin indüksiyondan postoperatif erken döneme kadar, solunum fonksiyonlarını etkilediği bilinmektedir. Düşük akımlı anestezi yöntemleri ısı ve nem açısından fizyolojik solunum şartları sağlayarak solunum foksiyonlarını geliştirebilir. Biz çalışmamızda minimal akımlı (500ml/dk) ve yüksek akımlı (3000ml/dk) inhalasyon anestezisinin solunum sistemine etkisini PEFR değerleri ve ventilasyon basınçları açısından karşılaştırdık.

MATERYAL ve METOD: Elektif orta kulak mikrocerrahisi geçiren minimal ve yüksek akımlı desfluran anestezi alan 40 hasta preoperatif, postoperatif 1. Saat, 6. Saat, 24. Saatte ölçülen PEFR, hemodinamik ölçümler, ventilasyon basınçları, ekstübasyon süreleri açısından karşılaştırıldı

BULGULAR ve TARTIŞMA: Gruplar arasında yaş ortalamaları, Vücut Kitle İndeksleri, toplam operasyon ve anestezi süreleri ortalamaları, ekstübasyon süresi ortancaları intraoperatif tepe basıncı ve plato basıncı ortalamaları, SpO2% ortancaları, kalp hızı ortalamaları, End-tidal desfluran ortalamaları, MAK değerleri ortancaları, FiO2 ortalamaları, cinsiyet ve ASA dağılımları arasında anlamlı fark bulunmamıştır. Çalışma boyunca hiçbir hastada periferik oksijen saturasyonu düşüşü gerçekleşmemiştir İki grup arasında hastaların Ortalama Arter Basıncı (OAB) ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (p<0.001). Minimal akımlı anestezi grubunda hastaların arteyel basınç ortalaması (69.40±6.21mmHg) yüksek akım verilen hastalara göre (61.70±4.39mmHg) anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur. Dört farklı zamanda ölçülen PEFR değerleri arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlıdır (Zaman; F (3,38) = 29.696, p<0.001). Postoperatif 1. saat PEFR değeri, operasyon öncesi, postoperatif 6.saat ve 24. Saatteki ölçülen PEFR’ye göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde düşüktür. Bununla birlikte yüksek akım ve minimal akımlı anestezi uygulanan hastaların PEFR değerleri istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklı bulunmamıştır (Grup; F (1,38) = 0.623, p>0.05) Çalışmamızda metodolojik olarak PEFR ve tepe basıncı, plato basıncı değerlerini etkileyebilecek potansiyel medikal (pulmoner hastalıklar, obezite vb) ve cerrahi etkileşimleri (intraabdominal cerrahi, major cerrahi) minimalize ettik. İki anestezi yöntemi de kliniğimizde, hemodinamik açıdan, oksijenizasyonun sağlanması ve sürdürülmesi açısından güvenle kullanılabilmektedir.

SONUÇ(LAR): Gelişen teknolojik olanaklar sayesinde günümüzde iyi bir takiple uygulandığında minimal akımlı anestezi mali, ekolojik vb. bir çok olumlu etkisi olan teşvik edilmesi gereken bir anestezi yöntemidir.