İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2017

P-490

Rastlantısal Trakeal Polipin Yarattığı Havayolu Problemi

Gülşah Öncü, Deniz Çakır, Mehtap Kara, Feyza Bolcal, Hafize Öksüz

Sütçü İmam Üniversitesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon ABD, Kahramanmaraş

GİRİŞ ve AMAÇ: Trakea tümörleri üst hava yolu tümörlerinin %2’ sini oluşturur ve tüm kanser ölümlerinin yaklaşık %0.1’ den sorumludur. Semptom ve bulgular ortaya çıktıktan sonra özelliklede hemoptizi yoksa uzun süre geçtikten sonra tanı konabilmektedir. Trakeanın histolojik yapısı içerisinde kolumnar siliyer epitelyum, submukozada yer alan mukus glandları, kartilaj ve konnektif dokular yer alır. Hava yoluna ait bu lezyonların tanısında laringoskopi ve bronkoskopi mutlaka gereklidir.

OLGU SUNUMU: 22 yaşında erkek hasta motosiklet kazası sonrası maksilla mandibula parçalı fraktürü nedeniyle plastik cerrahisi kliniği tarafından acil operasyona alındı. Hastaya trakeostomi açılması uygun görüldü. 7.5 numara trakeostomi kanülü hızlıca yerine yerleştirildi. Fakat kanül aracılığıyla yeterli tidal volüm sağlanamıyordu. Bu sırada PH 6.9'a kadar gerilemiş, hastanın genel durumu ciddi derecede bozulmuştu. Trakeostomi kanülü çekilerek 7.5 numara kaflı entübasyon tüpü trakeostomi deliğinden yerleştirildi. İşlem sonrası hastada yeterli tidal volüm sağlandı. Takılan entübasyon tüpü aspire edildiğinde trakeadan bol miktarda taze kan aspire edimesi üzerine perioperatif bronkoskopi uygulandı. Bronkoskopide carina üst seviyesinde granülom? polip? benzeri vaskülarize lezyon teşhis edildi. Tüp içerisinden gelen kan miktarının azalması üzerine operasyona izin verilerek hastanın maksillofasiyal travması onarıldı. Postoperatif Toraks BT görüntülemesinde aynı seviyede lezyon dikkati çekti. Hasta terapotik kriyoterapi uygulaması amacıyla dış merkeze sevkedildi.

TARTIŞMA: Bilinen kronik hastalık öyküsü olmayan hastanın rastlantısal lezyon kaynağının trakeostomi komplikasyonu olduğunu düşünmüyoruz. Çünkü hastanın lezyon lokalizasyonu trakeostomi kanülünün alt hizasında kalıyor. Bu sebepledir ki entübasyon tüpü lezyonun ilerisinde kaldığı için hastayı havalandırmak mümkün olabilmişti. Bizim amacımız bu gibi havayolu problemleri ile karşılaşıldığında akla gelebilecek ve hastayı havalandırmaya yardımcı olabilcek bir seçenek sunmaktı. Tabi ki sorunun kaynağını net belirleyebilmek için acil bronkoskopi tanıya büyük yardımcıydı ve hastanın takip ve tedavisi için yol göstericiydi.