Kardiyak cerrahide trombosit parametrelerinin akut böbrek hasarı üzerine etkisi
Eda Balcı1, Nevriye Salman1, Merve Sevim1, Bahadır Aytekin2, Ayşegül Özgök1
1SBU Yüksek İhtisas Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon AD, Ankara 2SBU Yüksek İhtisas Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kalp Damar Cerrahisi AD; Ankara
GİRİŞ VE AMAÇ: Akut böbrek hasarı (ABH) kardiyak cerrahi sonrası görülen en ciddi, prognostik ve genel komplikasyonlarındandır. ABH hastaların %30’unda farklı derecelerde görülürken; yaklaşık %1-2’inde diyaliz ihtiyacı olur. ABH orta derecede olsa bile mortalite ve morbiditeyi diğer faktörlerden bağımsız olarak yükseltir. Ancak hala hazırda kardiyak cerrahi ilişkili ABH’ını önleyecek veya tedavi edecek klinik kanıt bulunamamıştır. Bu yüzden ABH’ına neden olan faktörlerin tespiti ve bunların önlenmesi önem hala önemini devam ettirmektedir. ABH risk faktörleri çok çeşitlilik göstermektedir. Hemodinamik, inflamatuar, metabolik ve nefrotoksik faktörler böbrek hasarına tek başlarına veya birlikte üst üste binerek sebep olmaktadır (10). Fibrin birikimi ve trombosit aktivasyonunun böbrekteki etkinliğinin akut böbrek hasarında rol oynadığı düşünülmektedir. Bu yüzden trombosit aktivasyonunu ve fonksiyonunu gösteren ortalama trombosit volümünün (mean platelet volüme, MPV) kardiovasküler hastalıklarda yararlı bir prediktif ve prognostik faktör olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmamızda trombosit parametreleri değerlendirilerek akut böbrek hasarı erken dönemde tanınması, mortalite ve morbiditede azalmaya katkısının araştırılması hedeflenmiştir.
YÖNTEM: Hastanemizde Ağustos 2016-Ağustos 2017 arasında kardiyak cerrahi olmuş ve kardiyopulmoner bypasa girmiş 862 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. <18 yaş, reoperasyona alınan, intraoperatif eksitus olan, kompleks konjenital anomalisi olanlar, kalp nakli, LVAD, aort disseksiyon ameliyatı olan ve preoperatif böbrek yetmezliği olan hastalar çalışma dışı bırakılmıştır.
BULGULAR: 440 hastanın çalışmaya dahil edildi. Bunlardan postoperatif dönemde 146’ında ABH geliştiği gözlendi. ABH ile artan yaş, vücut kitle indeksi, kardiyopulmoner bypas süresi arasında pozitif korelasyon iken; preoperatif hemoglobin ve ejeksiyon fraksiyonu arasında negatif korelasyon olduğu görüldü. Ayrıca postoperatif derlenmeyi MPV’nin yüksek veya düşük oluşunun etkilemediği izlendi.
TARTIŞMA VE SONUÇ: Sonuçta preoperatif ve postoperatif MPV değerinin kardiyak cerrahi sonrası ABH için risk faktörü olmadığını; benzer çalışmalarda olduğu gibi yaş, vücut kitle indeksi, kardiyopulmoner bypas süresi ve preoperatif hemoglobinin ABH için risk faktörü olmaya devam ettiğini gördük.
|