Video yardımlı torakoskopik cerrahi uygulaması sırasında saptanan feokromositoma olgusunda perioperatif anestezi yönetimi
Kutlu Hakan Erkal, Fatih Doğu Geyik, Yücel Yüce, Yılmaz Karaduman
SBÜ Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği, İstanbul
GİRİŞ: Feokromasitoma, sempatik sinir sisteminin kromaffin hücrelerinden köken alan bir nöroektodermal tümördür. Tümör tarafından salgılanan katekolaminlerin aşırı sekresyonu sonucu klinik belirtilere sahiptir. Genel popülasyonun yaklaşık % 0.002'sinde görülür. Önceden tanısı olmayan bu tür hastalarla sürrenal cerrahi dışındaki cerrahilerde de karşılaşmak mümkündür. OLGU: 44 yaşında, erkek hasta, plevral kitle nedeniyle VATS ile rezeksiyonu planlanan olgunun kontrolsüz hipertansiyon ve bir yıldan uzun bir süredir baş ağrısı yakınması saptandı. Fizik muayene ve laboratuvar bulguları normal olan hastaya, standart monitörizasyon ve genel anestezi (2,5 mg kg-1 propofol, 2 µg kg-1 fentanil ve 0,5 mg kg-1 rokuronyum ile indüksiyon sonrası, anestezi idamesi %2 sevofluran, %50 O2 -%50 hava ve 0,5-1 µg kg-1 remifentanil) uygulandı. İndüksiyondan sonra KB 180/100 mmHg'ye yükselmesi üzerine, remifentanil infüzyon başlanıldı. VATS ile plevral kitle manipülasyonu ile KB 200/105 mmHg, KTA: 115 atım/dk., sonrasında KB 317/105 mmHg saptandı. IV sodyum nitroprusid (0,5–10 μg.kg.dk− 1) kullanarak KB kontrol altına alındı, ancak kitlenin manipülasyonu sonrasında KB yükselmeye başladı, hem sodyum nitroprusid, hem de remifentanil dozu arttırıldı. Şiddetli ve kalıcı hipertansiyon atağı yaklaşık 15 dakika devam etti. Kitle çıkarıldıktan sonra KB 90/60 mmHg'ye düştü, sonrasında KH ve KB stabil seyreden hasta, yaklşık 65 dk sonra ameliyatın sona ermesi üzerine ekstübe edildi. Kitle patoloji sonucunun feokromositoma ile uyumlu geldiği öğrenildi. TARTIŞMA: Anestezi yönetimi feokromasitomalı olgularda oldukça zor bir durumdur. Perioperatif ciddi hipertansif ataklar ve disritmiler komplikasyonlar görülebilir. Hastalarda ağrılı uyaranlar (anestezi indüksiyonu, entübasyon, cilt insizyonu) yüksek katekolamin deşarjı riski taşırlar. Ayrıca cerrahi esnasında tümör manipülasyonu ile ataklar yaşanabilmektedir. Yeterli anestezi derinliğini sağlamak, gelişen hipertansif atağa hızlı müdahale etmek, tümör rezeksiyonu sonrası sıvı replasmanı yapılmak amaçlanmalıdır. SONUÇ: Bilinen feokromasitoma olgularında, ana hedef hızlı ve kısa etkili ajanlarla hemodinamik stabiliteyi sağlamak olmalıdır. İntraoperatif malign hipertansiyon feokromasitomayı akla getirmelidir. Nedeni belli olmayan olgularda perioperatif hipertansiyon yönetiminde birden fazla kısa etkili ajanın kombine kullanılması yararlı olabilir.
|