İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2019

P-286

Uzun Süreli Trakeostomi Sonrası Gelişen Trakeaözofageal Fistül

Esra Aykaç Eliaçık, Dursun Fırat Ergül,

Hitit Üniversitesi Çorum Erol Olçok Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Anesteziyoloji Ve Reanimasyon ÇorumHitit Üniversitesi Çorum Erol Olçok Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım

Trakeaözofageal fistül (TÖF) konjenital veya edinsel bir durumdan dolayı trakea ile özofagus arasında bir iletişimin mevcut olduğu bir patolojidir. Endotrakeal tüp kafıyla ilişkili travma edinsel TÖF’lerin çoğunu oluşturur. Artmış kaf basıncı nedeniyle oluşan trakeal iskemi; trakeal nekroz ve fistül oluşumuna neden olur. Yüksek hacimli, düşük basınçlı endotrakeal kaf kullanılması bu komplikasyon oranını azaltmıştır. Biz bu olguda uzun süreli trakeostomi ile takip sonrası trakeostomi kafının trakeada oluşturduğu iskemi ve nekroz sonucu gelişen bir TÖF vakasını sunmayı amaçladık. Bilinen kronik hastalığı olmayan 38 yaşında bayan hasta, 2 yıl önce geçirdiği kardiyopulmoner arrest sonrası hipoksik ensefalopati olarak ailesi tarafından trakeatomize, oda havasında takip ediliyor. Evde bakım hastası şeklinde takip edilen hasta PEG’den beslenme sonrası solunum sıkıntısı gelişmesi üzerine acil servise getirildi. Hasta değerlendirildiğinde dispneik, takipneik idi. Tansiyon Arteriel(TA):100/60mm/Hg, Kalp Hızı(KH):121/dk, Solunum Sayısı(SS):31, ortam havasında O2 saturasyonu:%84-85 idi. Trakeostomi kanülünün değiştirilmesi planlandı. Ancak kanülün çıkarılamadığı fark edildi. Takibinde PEG’den hava gelmesi üzerine TÖF olabileceği düşünülerek bronkoskopi yapıldı. Bronkoskopide kanül distalinin selim olduğu gözlenmesi üzerine özofagoskopi yapılması planlandı. Özofagoskopide özofagusun 16-18.cm’sinde 2x2cm büyüklüğünde trakeaözofageal fistül saptandı. Fistüle endoskopik klips atılmaya çalışıldı ancak fistül büyüklüğü nedeniyle yapılamadı. Fistülün yerleşimi itibarıyla stent takılması da uygun görülmedi. Göğüs cerrahisi tarafından cerrahi planlandı. Yüksek kaf basıncı TÖF gelişiminde önemli rol oynamaktadır. 50 cmH2O’dan büyük kaf basıncı, trakeal kan akımının tamamen durmasına neden olmaktadır. Bu nedenle endotrakeal tüp kaf basınçları bir manometre ile rutin olarak ölçülmelidir. Aspirasyon pnömonisi ve abdominal distansiyon bulguları ile tanı konabilir. En uygun tanı yöntemi özofagoskopi veya bronkoskopi yoluyla fistülün varlığını ve derecesini doğrulamaktır. PEG’den hava gelmesiyle şüphelendiğimiz olgumuzda endoskopik olarak kesin tanıyı koyduk. TÖF, uzun süreli trakeatomize takip edilen hastalarda farklı komplikasyonlarla karşımıza çıkabilir. Erken tanı, tedavi şekillenmesi açısından önemlidir. Yoğun bakım ve palyatif servislerde hasta bakımında kaf basıncı kontrolleri yapmanın, aralıklı kaf egzersizleri uygulamanın TÖF gelişimini önlemek açısından önemli olduğu unutulmamalıdır.