ASD OPERASYONU GEÇİRMİŞ GEBEDE AYNI SEANSTA GERŞEKLEŞTİRİLEN SEZARYEN VE ROBOTİK İNTRAKARDİYAK KİTLE OPERASYONUNDAKİ ANESTEZİ DENEYİMİMİZ
Büşra Eroğlu, Mehmet Emin İnce, Gökhan Özkan,
Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Gülhane Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Anesteziyoloji Ve Reanimasyon, Ankara
GİRİŞ:Situs inversus totalis sıklığı %0,005-0,02 olan tüm organların ayna görüntüsü şeklinde yer değiştirdiği bir klinik durumdur.SIT’li bireylerin yaklaşık %5-10’unda beraberinde konjenital kalp hastalığı da bulunmaktadır.Hiperkoagülabiliteye yatkınlığın arttığı gebelik durumunda altta yatan predispozan bir faktörün de varlığında trombüs oluşumu beklenen bir sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır.Bu yazıda SIT olan ve daha önce robotik ASD kapatılması operasyonu geçiren gebede aynı seansta gerçekleştirilen sezaryen ve robotik intrakardiyak trombüs çıkarılması operasyonundaki anestezi deneyimimizi sunacağız. OLGU SUNUMU:27 yaşında, 35 haftalık, gebeliği süresince herhangi bir problem yaşamayan hastamız ASD operasyonu geçirdiği için preoperatif değerlendirme sırasında yapılan ekokardiyografisinde sağ atriyumun dilate olduğu ve içerinde yaklaşık 2,4X2,5cm’lik trombüs ile uyumlu bir kitlenin bulunduğu saptandı.Hastamızın terme yakın gebe olması, heparine bağlı ciddi kanama riski ve daha önceden robotik ASD kapama operasyonu geçirmesi nedeniyle öncelikli olarak sezaryanın yapılmasına daha sonra yine robotik cerrahi yardımıyla intrakardiyak kitlenin eksizyonuna karar verildi.Operasyon öncesi 2 gün bebeğin akciğer gelişimi için intramusküler Celestone uygulandı.Hastaya ASA standartlarına uygun monitörizasyonu takiben anestezi indüksiyonu için 250mg pentotal, 50mg ketamin ve 50mg esmeron verilerek entübe edildi.Heparine bağlı uterin kanamayı önlemeye yönelik olarak bilateral uterin arterlerin ligasyonu, intra-venöz tek doz 100mcg pabal ve operasyon süresince devamlı synpitan infüzyonu yapıldı.Sezaryen bittikten sonra hastamıza rutin robotik kardiyak cerrahinin gerekleri olan arter kanülasyonu, santral venöz kateterizasyon, superior ve inferior vena cavaları dekomprese etmek için juguler ve femoral venöz kanülasyon yapılarak hastaya cerrahi pozisyon verildi.Venöz kanülasyonlar, kılavuz tele bağlı embolizasyonu önlemek için transözefageal ekokardiyografi eşliğinde kontrollü bir şekilde yapıldı.İntraoperatif uterin tonüs kontrolü aralıklı olarak yapıldı.Sorunsuz bir şekilde intrakardiyak trombüs rezeksiyonu yapılan hastamız entübe olarak yoğun bakıma çıkarıldıktan 4 saat sonra ekstübe edildi.Postoperatif 6. günde hastamız ve bebeği taburcu edildi. TARTIŞMA:Bu gibi vakalarda akılda tutulması gereken en önemli konu venöz kanülasyonlar sırasında kılavuz telin trombüs ile temas etmemesinin sağlanmasıdır.Hastamızda olduğu gibi kompleks vakalarda multidisipliner yaklaşım ve TEE kullanımında anestezistlerin etkin olarak rol alması gerekmektedir.
|