İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2019

S-146

SPİNAL ANESTEZİ İLE SEZARYEN SONRASI GELİŞEN SİNÜS VEN TROMBOZU VE SUBARAKNOİD KANAMA

Mehtap Gürler Balta, Hakan Tapar, Tuğba Karaman, Serkan Karaman, Serkan Doğru, Mustafa Süren, Selim Adatepe,

Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Anesteziyoloji Ve Reanimasyon Anabilim Dalı Tokat

GİRİŞ; Spinal bloğun en sık görülen komplikasyonlarından biri postdural ponksiyon baş ağrısıdır (PDPH). PDPH tanısı kolay koyulması, tedavisi ve takibi iyi huylu olsa da, özellikle dirençli ve şiddetli olduğu durumlarda nadiren daha ciddi komplikasyonlarla ilişkili olabileceği unutulmamalıdır. OLGU; 29 yaşında, özgeçmişinde ve laboratuarında özellik olmayan hasta, spinal anestezi uygulanarak sezaryen ameliyatına alınmış, taburculuk sonrası 5. gününde hastanemize sol kolda uyuşma ve başağrısı şikayetiyle başvurmuştur. Gerekli muayene ve tetkiler yapıldıktan sonra intrakranial hipotansiyona ikincil serebral venöz tromboz (SVT) tanısı ile nöroloji kliniğine yatırılmıştır. Antiepileptik, heparin ve konservatif tedavi başlanmıştır. Takiplerinde şikayetlerinde gerileme olan hastanın daha sonra başağrısının şiddetlenmesi ve sol eksremitelerde parezi gibi diğer semptomlarının oluşması üzerine tekrar tetkikler yapılmış. SVT ye ek olarak subaraknoid kanamayı (SAK) düşündüren değişiklikler görülmüştür. SVT ve SAK birlikteliği olan hastaya cerrahi düşünülmemiş, tedavisini aynı şekilde devam edilmiştir. Hastanın servis takipleri devam etmiş ve takiplerde görüntülemelerde kanama bulgularının gerilediği görülmüştür. Hastanın şikayetleri azalması, görüntüleme bulguların gerilemesi üzerine heparin ve analjezik önerileriyle taburcu edilmiştir. TARTIŞMA; Hasta şikayetlerinin PDPH ile uyumlu olabileceğini düşündüğü için bir süre hastaneye gelmemiş, tanı ve tedavi için gecikme olmuştur. Tedavi esnasında muhtemel heparin tedavisine sekonder minimal SAK gelişmiş, ancak tedavi stratejisi değişmemiştir. Muhtemel risk faktörleri olarak vaskülitler ve kalıtsal trombofililer araştırılmış ve dışlanmıştır. Spinal anestezi sonrası BOS kaçağına bağlı oluşan hipotansiyona sekonder venöz vazodilatasyon, venöz staz ve endotel hasarı sonucu SVT gelişebileceği belirtilmiştir (1). Bu hastada gebelik ve spinal anestezi sonrası gelişen intrakranial hipotansiyon predispozan faktörler olarak değerlendirilmiştir. Spontan SAK nadir bir olaydır (2). Gebelikte ise spontan SAK riski 5 kat artmaktadır (3). Bu hastada gebelik dışındaki predispozan faktör olarak heparin tedavisini düşünmekteyiz. Spinal anestezi yapılan hastalar sonrasında iyi takip edilmeli, PDPH gelişen ve şikayetlerinde artma veya karakterinde farklılık olduğu durumlarda ayırıcı tanı olarak SVT ve SAK aklımıza gelmeliler.