İlgili bildiri özeti aşağıda dikkatinize sunulmuştur. Bildiri özetini ilgili linkler aracılığı ile yazdırabilir, pdf doküman olarak kaydedebilir yada kabul yazısı alabilirsiniz.

PDF Kaydet Yazdır
Kongre Program

Tark 2019

P-106

İnatçı Hıçkırığın Tedavisinde Frenik Sinir Bloğu: Olgu Sunumu

Lütfi Özyürek, Ali Sait Kavaklı, Fatma Özdemir, Serdar Kaplan,

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Antalya Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, Anesteziyoloji Ve Reanimasyon Kliniği, Antalya

Diyafragmanın düzensiz ritmik kontraksiyonları olarak bilinen ve genellikle 48 saat içerisinde düzelen hıçkırık kimi zaman uzayarak inatçı hıçkırık haline gelebilir. Bu olgu sunumunda inatçı hıçkırığın tedavisi için ultrason eşliğinde frenik sinir bloğu yapılan bir hasta sunulmuştur. Bu olgu sunumu için hastadan yazılı ve sözlü onam alınmıştır. 56 yaşında, hipertansiyon ve 4 yıl önce geçirilmiş karotis endarterektomisi hikayesi olan erkek hastanın 2.5 yıl önce aniden başlayan ve kesintisiz devam eden hıçkırık şikayeti mevcuttu. Gün boyu devam eden ve yaşam kalitesini etkileyen hıçkırık için başvurduğu merkezlerde klorpromazin, metoklopramid ve baklofen tedavileri başlanan fakat şikayetlerinde gerileme olmayan hastaya ultrason eşliğinde sağ frenik sinir bloğu yapılması planlandı. Preoperatif rutin değerlendirmelerinde özellik olmayan hastada 10MHz lineer prob transvers planda yerleştirilerek karotis arteri tespit edildi. Prob laterale kaydırılarak anterior ve orta skalen kaslar ve aralarında brakiyal pleksus görüntülendi. Frenik sinir brakiyal pleksusun medialinde ve anterior skalen kasa superfisiyal yerleşimli olarak tespit edildi. Sinir stimülatörü kullanılarak 21 gauge 100 mm Stimuplex iğnesi ilerletildi, diyafragmanın hareketi görülerek iğnenin yeri doğrulandı. 4 ml %0.5 bupivakain negatif kan aspirasyonun ardından enjekte edildi. 5 dk sonra hastada hıçkırık şikayetinin kaybolduğu görüldü. 2 gün sonraki kontrolünde hastanın şikayetlerinde gerileme olduğu fakat tamamen iyileşmediğini ifade etmesi üzerine prosedür tekrarlandı. Gün aşırı olmak üzere toplam 5 defa frenik sinir bloğu uygulanan hastada bloklar sonrasında herhangi bir şikayetinin olmadığı ve hıçkırığının tamamen geçtiği tespit edildi. Sonraki günlerde hasta ile telefonda yapılan görüşmelerde hıçkırık şikayetinin olmadığı ve bloğa bağlı herhangi bir yakınmasının olmadığı tespit edildi. İnatçı hıçkırığın tedavisinde klorpromazin, metklopramid, haloperidol ve baklofen gibi farmakolojik tedavilerin yanısıra nazofaringeal katater yerleştirilmesi, uvulanın iritasyonu, karotis sinüs masajı ile vagus sinir inhibisyonu veya rektal stimülasyon gibi non-farmakolojik tedaviler, bunların yanısıra pozitif basınçlı ventilasyon ve frenik sinir bloğu gibi uygulamalar da kullanılabilmektedir. İnatçı hıçkırığın tedavisinde frenik sinir bloğunun diğer tedavi yöntemlerine dirençli vakalarda etkin bir tedavi yöntemi olarak kullanılabileceği kanaatindeyiz.