Dermatomyozitli Bir Hastada Nöromuskuler İlaç Kullanılmadan Anestezi Yönetimi; Olgu Sunumu
Kenan EROL, Başak PEHLİVAN, Orhan BİNİCİ, Veli Fahri PEHLİVAN, Erdoğan DURAN, Mahmut Alp KARAHAN, Evren BÜYÜKFIRAT, Ahmet ATLAS, Firdevs KAYA
Giriş-Amaç: Dermatomiyozit; etyolojisi bilinmeyen, nadir görülen, simetrik proksimal kas güçsüzlüğü ve cildin kronik inflamasyonu ile karakterize progresif multisistemik bir hastalıktır. Vakaların % 20’si bir neoplazm ile ilişkilidir. Yutma kaslarının zayıflığına bağlı aspirasyon pnömonisi, solunum yetmezliği ve kalp yetmezliği gibi çeşitli sorunlar görülebilir. Amacımız dermatomiyozitli hastada Total İntravenöz Anestezi (TİVA) Yöntemi ile anestezik yaklaşımı sunmaktır.
Olgu: 38 yaşında 60 kg, myom nedeniyle opere olacak dermatomiyozit tanılı bayan hasta ameliyat odasına alındı. Akciğer ve kardiyak tutulumu olmayan hastanın yüzünde ve eklemlerin ekstansör yüzeylerinde simetrik eritamatöz değişiklikler gözlendi. 5 yıldır dermatomiyozit tanısı ile takip edilen hasta herhangi bir tedavi almıyordu. Nörolojik muayenesinde sağ üst ekstremite ve alt ekstremitede 4/5 kuvvet kaybı mevcuttu. Hematolojik ve biyokimyasal tetkikler, normal olarak değerlendirildi. Hastadan anestezi onamı alınarak, metoklopramid, ranitidin ve midazolam ile premedikasyon uygulandı. Anestezi indüksiyonu propofol ve remifentanil ile sağlandı. Spontan solunumu devam eden hasta nöromüsküler blokör kullanılmadan 7 numara tüp ile entübe edildi. Anestezi idamesi TİVA (propofol ve remifentanil) yöntemiyle sağlandı. Anestezi derinliği bispekteral indeks ile takip edildi. Yaklaşık 45 dakika süren ameliyat esnasında herhangi bir sorun ile karşılaşılmadı. Ameliyat sonrası yeterli spontan solunumu olan hasta ekstübe edildi. Yaklaşık 1 saat postoperatif derlenme odasında takip edilen hastada herhangi bir komplikasyon görülmeyerek servise gönderildi.
Tartışma: Dermatomiyozit hastalarında aspirasyon pnömonisi, aritmi, kalp yetmezliği ve steroid kullanımına bağlı olarak oluşabilecek çeşitli komplikasyonlar gelişebilir. Anestezi yönetiminde özellikle pulmoner aspirasyon riski açısından dikkatli olunmalıdır. Bunun yanı sıra iskelet kaslarında meydana gelmiş olan güçsüzlük nedeniyle anestezi sırasında kullanılan kas gevşeticilere hastanın vereceği cevap her zaman öngörülemeyebilir. Hastalığın nadir görülmesinden dolayı, kas gevşetici kullanımı tartışmalı olup yayınlar olgu sunumları düzeyinde kalmaktadır. Bundan dolayı hastamızda kas gevşetici kullanmadan TİVA yöntemi kullanmayı tercih ettik.
Sonuç: Uygun premedikasyon uygulanmasının ,kas gevşetici kullanımı ile ilgili sonuçlar henüz tam aydınlatılabilmiş olmadığından ,operasyonların mümkün olduğunca rejyonel anestezi, TİVA veya sedo/analjezi altında yaptırılmasının uygun olduğunu düşünmekteyiz.
|