Posterior Reversible Ensefalopati Sendromunda (PRES) Hayat Kurtarıcı: Yoğun Bakım Ünitesi
Muhittin Çalım, Hayrettin Daşkaya, Ferda Yılmaz Inal, Kadir İdin, İbrahim Hakkı Ölçülü, Ziya Salihoğlu
Bezmialem Vakıf Üniversitesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı, İstanbul
Giriş Posterior reversible ensefalopati sendromu (PRES), tanısı nörolojik semptomlar ve radyolojik bulgular ile konulabilen geçici bir klinik tablodur. Patofizyolojik mekanizmasında serebral vazojenik ödem olduğu düşünülmektedir. Hızlı tanı ve tedavi yapıldığı durumlarda hastalar birkaç hafta içinde tamamen iyileşir. Bu olgu sunumumuzda, preklampsi zemininde gelişen PRES’lu hastamızın yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) takip ve tedavisini sunmayı amaçladık. Olgu 36 yaşında, kadın hastaya gebeliğinin 24.haftasında preeklampsi nedeniyle sezeryan ile doğum gerçekleştirilmişti. Postoperatif yoğun bakıma alınan hastanın TA: 180/110 mmHg düzeylerindeydi. Oral antihipertansif tedaviyle TA: 140/90 mmHg düzeylerinde, laboratuvar değerlerinin normale inmesi sonrası servisine devr edildi. Yaklaşık 2 saat sonra generalize tonik klonik nöbet, sağa bakışta bilateral nistagmus ve çift görme şikayetiyle YBÜ’ne tekrar alındı. Ayırıcı tanı için çekilen MRG’sinde, bilateral oksipital loblarda PRES ile uyumlu ödem görünümü, her iki hemisferde minimal iskemik gliotik değişiklikler saptandı. Dört günlük tedavi sonrası klinik ve laboratuvar bulguları düzelmiş halde servisine devr edildi. Tartışma PRES klinik olarak baş ağrısı, görsel ve mental değişiklikler, epileptik nöbetler gibi nonspesifik bulgularla karşımıza çıkmaktadır. Radyolojik olarak parietal ve oksipital bölgelerde daha belirgin olmak üzere yaygın serebral ödem ile karakterizedir ve tüm bulguların geçici olmasına rağmen tanı ve tedavinin gecikmesi durumunda status epileptikus, intrakranial kanama ve masif iskemik enfarkt oluşumu gibi komplikasyonlar sonucu %15 oranında mortalite ile seyredebilmektedir. PRES; stroke, ensefalit, venöz tromboz gibi farklı klinik durumlarla benzer klinik özellikler gösterebilmektedir. Bu hastalıkların ayırıcı tanısında PRES’da düşünülmelidir. Tartışmalı olmakla birlikte altta yatan ana nedenin serebral vazojenik ödem olduğu ifade edilmektedir. Hipertansiyon hastaların büyük çoğunluğunda semptomlara eşlik eder. PRES, hızlı tanı ve tedavi uygulanması ile hem klinik hem de radyolojik bulguları hızla geri dönebilen bir tablodur. Sonuç olarak, erken tanı ile hastalığın sekel bırakmadan geri dönüşü sağlanabilmektedir. Bu olgu sunumu ile yoğun bakımcıların sık karşılaşmadıkları PRES‘nun erken tanı ve etkin tedavisinin önemi vurgulanmaktadır.
|